Şair Rövaşata Atar mı Lan?


Bir süredir kılıçlı, tabutlu enteresan bi' mevzu gazetelerin spora ayrılmış kısımlarında hallenip duruyor. Mevzunun özünde; gol sevinçleriyle tahribatı celallenen bi' şairden alıntılanan prostat göndermeli serzeniş, buna ek olarak meslek ahlakına, enişte, eski damat ya da herhangi bi' takım taklavat kontenjanından limon sıkmış bi' holigan ve toplamda osmanlı tokatları, evlat okşamaları ve o pek şahane 'kaba etinden kan alırlar kamil kan' lı eski kulağı kesik sahiplenmeleri yatıyor.
Şimdi; spor sayfalarını kimler zaptedebilir, kimler edemez? Ben bunu bilemem. Çol çocuğa röportaj yaptırılıp, altına imza atmak ne menem bi' hadise hayal bile edemem... Hele hele paraşütçülük ve paraşütlülük hakkında hiçbir şey bilmem.
Ama kardeşim; "...kaç çatıyı bir sevişmeyle onardık seninle..." diyebilen, incelikli bi' şairin, bi' spor karşılaşmasını sokup, çıkarma şeklinde algılayan zat-ı şahanenin elinde nasıl zıvanadan çıkabileceğine dair az-biraz fikrim olabilir. Alaylı-okullu ya da usta-çırak ilişkileri hakkında yorum yapcak yetiye sahip olmasam da; Ercan Saatçi'nin spor hakkında ahkam kestiği bi' dünyada ETİK hakkında doktora tezi hazırlayabilecek kadar atıp tutabilirim. Ve kendimde dibine kadar gördüğüm bi' hakla da; Ercan Saatçi'nin şarkıcılığı da dahil, eli tetikte bekler haldeki hiçbir vasfı hakkında saygı ya da sevgi duymayabilirim. Ama "ağzı bozuk bir ozan şivesi bile bilmeyen bi' dili" ağzı salyalı bi' holigan lugatına yelken açtırınca heyheylenirim arkadaş... Hürriyet gazetesi de lokomotif mokomotif değil abicim benim gözümde, eski kayınpederin yalan transfer haberlerinden hoşlandığı ölçüde boştur o gazete benim için. Kısa vadede beni ilgilendiren, ahlakı bozulmadan Kaan Koç'un tehlikeli sulardan kıyıya doğru yelken açmasıdır.
Bırak şiir yaz abicim sen, egonu okşatacak başka kaz tüyü mü bulamadın? Ha sorun paraysa, bu ülkede şairler yaşamak için en çok takım elbise giyip, kravat takan adamlardır, sen de olmadı kondüktörlük felan yaparsın, üst cebine bi' camel soft sıkıştırıp, kimseye çaktırmadan votka kolayla hamlanırsın.
Hiç iki dize arasına rövaşata sığar mı abicim?

Yorumlar

  1. "Şimdi; spor sayfalarını kimler zaptedebilir, kimler edemez? Ben bunu bilemem."
    diyosan yazmıcaksın bu blogu arkadaş.

    YanıtlaSil
  2. sığar da atar da. eğer yazmaktan anlamayan insanları okumak istiyorsanız buyrun okuyun.
    yok, yazıyla içli dışlı insanlar istiyorsanız da onlara da köstek olmayın!
    albert camus kaleciydi, cemal süreya futbol yazıları yazdı, enis akın futbola şiirler yazdı, metin üstündağ keza...
    yeterli mi soruya cevap olarak?

    YanıtlaSil
  3. Sayın adsızlar korosu: spor basınında atamalatdan sorumlu yandan yemiş dikta değilim abicim ben, elbette bilemeyeceğim kimin yazıp kimin yazamayacağını.

    Cemal Süreya'ya gelince; sanırım usta kimseye çemkirmemiştir o yazıları yazarken. Camus'nun topa yabancılaşıp yiyebileceği golleri hiç saymıyorum :))
    işin ciddi yanı; orda kaldıkça tetikçileşecek bu çocuk, Cemal Süreya Şiir Ödülünü alan (tekrar ediyorum!!!) o incelikli adam gidecek, yerine "biz burdayız, gitmeyiz"le başlayıp sağa sola saldıran bi holigan gelicek. yoksa yazsın anasını satiyim bana ne? Havadan köşe sahibi mi olmuş, mesleğin çeşitli kademelerinde yıllardır sürünen binlerce kişinin üstüne mi basmış? BANANE?
    Bu arada sığırınki biraz zor olur arkadaşım, sende kafanda zorlama istersen.

    YanıtlaSil
  4. sığır demedim sığar dedim, iki dizenin arasına bir rövaşata sığar. şairler yapar onu zaten. sözlere rövaşata attırırlar.
    e abicim sen de diyosun, hele dur, bir bak öle saçmalarsa sığlaşırsa o zaman giydir yani.
    demek istediğim oydu.
    kaan koç'unki çemkirme miydi?
    ironiydi, bir şairin en çok kullandığı şeyi yaptı ama anlaşılmadı, anlayanlar azınlıkta kaldı.
    neyse öle yani.

    YanıtlaSil
  5. :)) grip sığarı sığırlaştırabiliyormuş :)

    geliş şekli ve yüce koordinatörü üzerinden daha çok parçalanacak benim korktuğum, yoksa Onur Caymaz'da squash federasyonuna sallasın, Beşir Sevim hıncallaşsın beni çok ilgilendirmez. Köşe ömrünün de çok uzun olacağını sanmıyorum.
    ayrıca yaptığı ironi de, spor kamuoyunun kaldırma kuvvetini aşan bi' ironiydi, yine sakin kaldılar görece, iki dize arasına rövaşata sığdırabilen bi' adam işin sonunu da hesap edecek kadar zeki olmalı bence, ya da birileri bu ironiye itti onu (bu olasılığı da düşünmek istemiyorum, o yüzden çemkirmiş olması yeğdir benim için)
    ha, illahaki de tanımam etmem, niyetim de yok, sadece edebiyat dergilerinden aşina olduğum bi adam, şair demem de ona olan umudumdan, yoksa önünde yemesi gereken bi' iki fırın ekmek olduğunu da biliyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder