Çim Mütemadiyen Suni ya da Ben Aklımı Kaçırmak Üzereyim


Geçen sezon, bassak kişnişi, boyalı pul biberi ve dahi kimyonu, ağırsa kıçımızda bi' yavru ağzı gibi boy vermiş basurumuz; "çim suni abicim!" diyorduk. Gecenin en müstesna saati, şarap tam damarda salınıma başlamışken, hele biz güzelken, "o" güzelken; "ıı ııh" sesi ofsayta çalan düdük gibi beynimizin içinde zonklayınca; "çim suni abicim!" diyorduk, maaş geç yatıyordu, danışman tezin içine sıçıyordu, belediye otobüsünde son basamağa tırmanmışken biletsizliğimiz kafaya dank ediyordu; "çim suni abicim!" diyorduk. İskenderden kıl çıksa, son kadeh masadan düşüp kırılsa, Behiye Aksoy kafamız güzel diye şarkısını sustursa; "çim suni abicim!" diyorduk. Diyorduk demesine de, asıl suniliğe hiç hazırlanmadan ömrümüzü yiyormuşuz.
Yazmıyacam, konuşmayacam, adını dahi uzun süre ağzıma almayacağım diyorum. Kendimi gizli gizli maç özetlerini kollarken yakalıyorum. Geçen gidip saatli de maçı izliyim dedim, yine yapamadım, ülser de azmış bu ara Sakarya'da rakıya da dadanamadım, sigara zaten kaçamağa düşmüş, iki deni gizliden ciğere sığdırsak kardayız... Doğrayıp aklımı dilim dilim yedim ben de mecburen.
Birilerinin doğum günü kutlamalarında; "büyük başkan(!)" şeklinde arşa çıkarttıkları şahıs açıklama yapıyor, diyor ki;
"Olağan genel kurulda oluşturacağımız listede şu an içinde uyum içinde çalıştığımız yöneticiler yerlerini koruyacaklar. MKE ile birlikte de uyum içinde çalışıyoruz. Buradan yeni yönetimde sayıyı artıracağız."
Elimde tırnak, başımda saç kalmıyor benim. Zaten bi' gıdım kalmış aklımı ceketimin cebine koyup deli danalar gibi koşmak istiyorum. İşin komiği herkes suskun ANKARA'DA, kimsenin çıtı çıkmıyor, orda, burda karşılaştığım adamlarsa, herşey normal, sanki bi' ben deniz anormal gibi, bana bağırıp çağırıyorlar.
Yine söylüyorum; Bank Asya Liginde bir haftasonu müsabakası için, formamı giyip, atkımı boynuma dolayıp, gururla stada gideceğim güne kadar. Gökçeksiz, Cemal Aydınsız, kimselersiz ama başı dik bi' Ankaragücü'ne kadar, değilim abicim taraftar. Ama Ankaragüçlüyüm, Bonhof Nazmi'yi, Hurubesh Mehmet'i, Kaptan Sadık'ı sığdırırım hayallerime, Gururlu olurum, güçlü olurum, ANKARAGÜÇLÜ olurum. Zaten değil mi ki; hep çile hep dert hayatımız sarı lacivert.

(Gökçekler yeni mevzuu, sen niye iki yıldır maça gitmiyorsun? diye sorup sonra çemkiren arkadaşa: İNSANIM YARUM HALA, sustuk kaldık, zaman zaman gizliden ağladık ama "madem ki Ermenisin"le başlayan o ağzı salyalı ırkçılıkla da kendimi kandırma sınırımı aştım. Zamanında bi' Diyarbakır maçında olduğu gibi dibimde hoplayıp zıplayan adamdan utandım. Ki bilen bilir, oturur maratonda çekirdeğimle maç seyrederdim. Şunu da altını çizerek belirteyim, hiçbir taraftar grubuyla, hiçbir taraftar derneğiyle ya da vakıfıyla alakam yok. mümkün oldukça ve olmadığı zamanlar zorla maça tek giderim. Çünkü sevmek tek kişilik bi' eylemdir benim için!)
Not: Kullanılan Karikatür Hakan Boyav'ındır.

Ha unutmadan Sivas maçında ceza bitiyor, ilk defa fiilen içim kıyılacak.

Yorumlar