Darius, Kaç Git Hacı Bu Çıldırmışlıktan...


"...susup koca hafta sonunu 300 araçlık bir konvoyla karşıladıkları Vassel’i kaç araçlık bir manyaklıkla şehirden kovacaklarını tahmin etmeye çalışarak, 100. Yılını Cebeci İsmet Paşa Stadında kutlamasını can-ı gönülden istediğim takımın (ki belki cuntacı desteğiyle lige çıkışın yüz kızarıklığı bi’ nebze hafiflerdi) Zeus’u kıskanmaktan kendi varoluşunu unutmuş Poseidon’ların ağzı salyalı, çıkarcı partnerliği eşliğinde berbat edilmesini izleyerek geçiriyorum..." şeklinde bir cümle kurmuşum 5 Ağustos tarihinde. (Şu Yazı)

Bir de eklemek lazım ki; Ankara il sınırlarında hiçbir otel, Melih Gökçek'le aynı cümlede ismi geçen takımın oyuncusuna bunu yapamaz. Ya da gecenin o saatinde bu kararı uygulayacak bir işletme anlayışı yoktur sanırım. Burada Hikmen Karaman'ın çağırdığı noterin bile tırsıp gelmek istememesi sanırım otel olayının da kısmi bir açıklaması olabilir.



O da şöyle diyor hala:

"Kalbim burada kalmamı söylüyor. Taraftarlar burada oynamam konusunda oldukça büyük ilgi gösterdi. Onları şimdi böyle yüzüstü bırakamam,"



Hacı kaç git, seni kapı dışarı eden otel gibi o taraftarda dış etkilere açık, iki maç sonra ıslık seslerini duymak ağır depresyona sebep olabilir...

Lan adamı soktukları hale bak; elinde gitar bir de Atatürk portresi... Kompela'lığa da müsaitmiş garibim.

Yorumlar