Hayat Ne Garip, Melih Gökçek Ankaragücü Felan!


Üzerlerinde Ankara Büyükşehir Belediyesi yazılı toplarla çevrili bi' futbol sahasının ortasında, yeşil zemin üstü Parsadan grisi takım elbisesiyle Türk futbolunun her kademesinden sayısız isim hakkında atıp tutuyor muhterem. Karşısında da çok iyi muz orta kestiği sırıtışından belli olan bi' spor müdürü durmadan muhteremin sırtını sıvazlıyor.

Zaten yeteri kadar kirli olan siyaset kurumunu bile bayağılaştırabilme yetisine sahip bu zat-ı muhteremin Türk futboluna tebelleş olmasına sebep olan, sebep olmakla kalmayıp muhteremi avuç içleri patlayana kadar alkışlayan kanıksanmış bi' yığında bir yerlerde yalanıp duruyor.

Yani aslında bu hilkat garibesinden hallice durumun özünde yatan gerçek; /hadi Ankaragücünü de geçelim/ Türk futbol kamuoyu Melih Gökçek'le beraber durmamacasına çirkefleşiyor ve acaip bi' şark kurnazlığı ve delişmen bi' kasabalı tüccar tiynetiyle elden ayaktan düşürülüyor.

İşin beni deli divane eden kısmındaysa; muhterem sürekli benimle sevdiğim bi' şey arasına sırıtışını da eksik etmeden girip duruyor. Ben hiçbir şey yapamıyorum. Muhterem alıyor eline sazı 100 yıllık klübü çocuğuna oyun odası yapıyor. Ben anca oturduğum koltukta apışıp kalıyorum.

Muhterem sürekli sırıtıyor,

o sırıttkça Ankara başkalaşıyor, şehirden hatırladığımız her detayın üzerini kalın bi' despotik örtü kapatıyor.

Muhterem yılmıyor sırıtıyor,

ve zavallı ben hayatımda Ankaragücüne dair ne varsa hepsini taca atıyorum...

Yorumlar

Yorum Gönder