Hiç Gitmemiş Gibi: Nihat Kahveci


“Ben profesyonel bir futbolcuyum” bir araya geldiğinde anlamlı bir bütüne tekabül etmeyen dört kelime benim için. Bir takıma renkleri kadar çok yakışan oyuncuların o takımla tarihsel bir rekabeti olan bir başka takıma transferine alışamadım, bunu anlayıp kabul edemedim hiçbir zaman. Futbol oyununun ekonomik boyutuna katılımı bilet fiyatlarıyla sınırlı ve yeşil sahaya en yakın reklam panoları mesafesinde durabilen bir taraftarın sözleşmelerin sonundaki sıfırlarla ne kadar gerçek bir bağı olabilir ki zaten?


Sarı-lacivert Tanju Çolak’a ve Tümer Metin’e hep eğreti durdu benim gözümde; Figo’nun Katalunya’yı terk ettiği an, çok sevdiğim Portekizlinin Madrid formasıyla görmeyi asla kabul edemediğim "yeşil sahadaki bir hayalet"e dönüştüğü andı...

"Sözüm ‘Emre Belözoğlu’na" diyecek halim yok elbette; sadece şunu diyorum: Nihat bu gece sahaya adımını attığında da, 31’de kendine özgü şutlarından birisini çektiğinde de sanki hiç gitmemiş gibiydi; ‘hoş geldin golü’ direkten dönmüş olsa da, ‘o an’ siyah-beyazın Nihat’a, Nihat’ın siyah-beyaza çok yakıştığının resmiydi.

Yorumlar

  1. şl grubunu doğru tahmin eden kişi olarak namın yürümüş draffut :)

    wolfsburgu saymıyorum ama, bütün bjkliler wolfsburgdan emindi çünkü :)

    YanıtlaSil
  2. o şansın yüzde biri iddaa'da yanımda olsa köşeyi dönmüştüm şimdiye:)

    hakikaten iyi sallamışım ama:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder