Fransa 98'in '1' numarası: Jose Chilavert



98 Dünya Kupası başladığında Paraguay’ın özellikle ‘golcü’ ve sempatik kalecisiyle turnuvanın renklerinden birisi olacağı tahmin ediliyordu; ancak kağıt üzerindeki önemli favorilerden İspanya’nın ve o dönemde kara kıtanın en güçlü takımı olan Ikpeba’lı, Babangida’lı, Okocha’lı, West’li Nijerya’nın bulunduğu gruptan çıkabileceklerini sanırım hiç kimse tahmin etmiyordu. Grup maçlarının sonunda İspanya’nın elenip Paraguay’ın yoluna devam etmesiyle oluşan şaşkınlık, 2.tur maçlarının sonunda ev sahibi Fransa’ya 113 dakika direnmeyi başaran bir ekibe ve o ekibin sıra dışı kalecisi Chilavert’e duyulan saygıya dönüşmüştü. Futbol hayatının uzatmalarını oynayan kaptan Blanc’ın altın golü sonrasında Fransız futbolcular sevinirken, ilginç bir şekilde kameraların ekseriyeti kazanan takıma değil, kendi ceza sahalarına çökmüş takım arkadaşlarını teker teker ayağa kaldıran Chilavert’e çevrilmişti. Chilavert, 'aslında kazandıklarının' farkındaydı.

Fransa 98’de aklımda en çok yer eden maç (ne 3-0’lık final ne de bir başkası) bu maçtı. İkinci sırada da 0-0 gibi normalde sıkıcı olması gereken bir skorla biten ve Chilavert’in ‘her şeyi kurtarıp’ Paraguay’ın ikinci tur biletini neredeyse tek başına aldığı İspanya maçını sayarım. Zaten turnuvanın sonunda da pek çok futbolseverin istediği ve beklediği oldu ve (ne ‘şampiyon’ Barthez, ne de ‘finalist’ Taffarel) çeyrek final görmeden kupaya veda etmesine rağmen Chilavert Dünya Kupası'nın en iyi kalecisi seçildi.

Yorumlar